Acılar tınladıkça bende hep seni seslendirir.
Ağlamadan dillerim dolaşmadan yumruğum çözülmeden gecenin karşısında... Şafaktan utanmayıp utandırmadan aşkı üzerime yüreğimden başka muska takmadan konuşmak istiyorum.
Anadolu’nun asilleri bu toprakların vatanlaştırılmasında öncü rolü oynayan kimlerse hep onlar olmuştur. Anadolu’nun vatanlaştırılması ile islâmlaştırılması yüzyıllar boyunca at başı giden iki eğilim olmuştur. Bu bakımdan istiklâl harbi ve cumhuriyetin ilânı istisna değildir. Söz konusu eğilimlerin yan yana ve birbirlerine güç aktaran, birbirlerinden güç devşiren unsurlar oluşu hem istiklâl harbinde ve hem de cumhuriyetin ilânında gerçekleşmiştir. Biz türkler topraklarımıza mahsus asaleti bu iki eğilimin kesiştiği noktalarda belirginleşen davranışlarda arıyoruz. Beklediğimiz kesişme beklediğimiz asilleri getiriyor. Nerede vatanlaştırma ve islâmlaştırma birbirinden uzak düşüyorsa orada asaletin kaybolduğunu gözlüyoruz. Bir insanın asaletini kaybetmesi de bu iki eğilimi birbirinden kopardığı, bu eğilimleri çıkar kapısı haline getirmesiyle gerçekleşiyor.
Bana soru sor artık beni kurtarma konuştur beni yaz geceleri patlayan sağnaklara bağışla.
Birisi bize yalnızca severseniz anlayabilirsiniz dediyse, her türlü çatışmanın akabinde sağ kalabileceğimizin müjdesini de vermiştir. Sevmek huşu duymanın bir parçasıdır çünkü. Haşyet de anlamanın ön şartıdır.
Celladıma gülümserken çektirdiğim son resmin arkasındaki satırlar.
Ciddi mesele türkiye'den nakledilen şeyin bal değil de kaymak olmasıdır. Yani türkiye bir türlü yayık olmaktan kurtulup kovan haline dönüşememiştir. Türkiye karıştırıldıkça ve çalkalandıkça kaymak bağlamaktan ötesine güç yetiremeyen bir ülkedir. Dolayısıyla türkiye'den yarar sağlamak isteyen her kimsenin aklına ülkeyi karıştırıp çalkalamak geliyor. Biz türklerde bal yapacak bir örgütlenme olsaydı her birimizde balımıza el uzatanı sokacak bir iğne de olurdu.
Dilemekse maksat, af dilenir özür dilenmez. Dilenen özürlülerdir, özür dilenmez.
Eğer kürtler asimile edilmezse ve aleviler sünnileştirilmezse türkiye cumhuriyeti haritadan silinir.
Eğer öte dünyada makbul olacağı kabul edilen vasıflar bu dünyada üstünlük tesis etmenin aleti haline gelmiş ise ahiret sarf edilmiş olur.
Ey kalbim ey suları usul usul yükselen gizli deniz içimiz damar damar parçalansa da dışımız lal gibi sessiz….
Hayal, ipleri elden kaçırmaktır. Oysa öyle bir dünyada yaşıyoruz ki, o ipin ucu elinizden bir kaçtı mı, hemen bir başkasının eline geçiveriyor. Ondan sonra siz hayal ediyorsunuz, ama bir başkası yaşıyor….
İçinde bulunulan müthiş zaman parçasının önemini bir önceki veya bir sonraki zamanla değiştirme yanlısı kimseler yaşamadaki uyanıklığı terketmiş, şimdiki zamanı gölgede bırakıp kendilerini uyuşturmuş kimselerdir.
İnsan için önüne çıkan bütün yollar "yürünebilir" yollar ise, o insan artık kaybolmuştur.
İnsan için önüne çıkan bütün yollar yürünebilir yollar ise, o insan artık kaybolmuştur.
İnsanlar bilgisizlikleri sebebiyle cezaya müstahaktır. Bilgisizlik ancak istikamette gösterilen sebat sebebiyle bağışlanabilir. Nereye gideceğini bilmeyeni bağışlamanın mümkünü yoktur. Kimi ki gideceği yerin neresi olduğunu gayet sarih bir şekilde bilmektedir ve lakin oraya hangi yoldan, hangi vasıtayla ve ne vakit gideceği hakkında malumat noksanlığı çekmektedir, işte onun sergilediği yetersizlik bağışlanabilir ve cezası ertelenebilir. Hatta bir insanın yola çıkma niyeti tereddüde mahal vermeyecek kesinlikte ise onun nasıl, neyle, ne zaman gideceğini bilmemesi tedbirli olduğunun yani yolculuğu en az zararla nihayete erdirme iradesinin göstergesi gibi yorumlanabilir.
İnsanlar ciddiye alınmak için deli taklidi yapıyor.
Kafirle çatışmayı göze alan müslüman'a "türk" denir.
Kimseye ağzının payının verilemediği bir ülkede yaşıyoruz. Uzun yıllar boyunca, en azından son kırk yıldır "yavuz hırsız ev sahibini bastırıyor" düşüncesi zihnimizi meşgul etti. Bir gün ev sahibinin hırsızı ağzının payını vereceğini ümid ediyorduk. Sosyal değişimin hakkaniyet konusunda bir duyarlık geliştireceği bize mantıklı görünüyordu. Diliyor ve özlüyorduk ki türk toplumunun meşruiyet alanı inkâr edilemeyecek derecede açıklıkla benimsenebilecek. Fakat böyle olmadı. Son birkaç yılda türkiye'yi evi sayanların kimler olduğu ve bu evin ahalisinin kimlerden teşekkül ettiği soruları eskisinden daha muğlak hale geldi. Kimse kimseye ağzının payını veremedi.
Nasıl hıristiyan ve yahudiler sinelerinden bilhassa xvıı. Yüzyıl sonrasında hasıl ettikleri modernlik karşısında çaresiz kalışlarının faturasını yüzyıllar boyunca islâm'a ödetme yolunu tutmuşlarsa türkiye'nin sağcıları ve solcuları da cumhuriyetin ilanı üzerinden daha bir yüzyıl geçmeden ufuksuz kalışlarının acısını türk topraklarından islâmcılık tezini silmek suretiyle çıkarmak istiyorlar.
Bu site tüm dünyada etki yaratmış sözleri aramanızı sağlayan bir arama motorudur. Sitemizde 75.000'den fazla sayıda söz bulunmaktadır. Beğendiğiniz sözleri saklayabilir ve sevdiklerinizle paylaşabilirsiniz.