"Kötü", insanoğlunun ilk zamanlarındaki bütün durumlarında “bireysel”, "bağımsız”, “keyfi”, “alışılmamış”, “öngörülmemiş”, “hesaplanamaz” anlamlarına gelir.
. Cahil toplumla seçim yapmak, okuma yazma bilmeyen adama hangi kitabı okuyacağını sormak kadar ahmaklıktır.
Acı çeken birisi için, gözlerini kendi acısından başka bir yere çevirebilmek baş döndürücü bir mutluluk olmalı.
Acı çeken dostuna dinlenmesi için yer göster ama dikkat et yatak sert olsun.
Acı der: yıkıl.
Acıların bölüşülmesi değil, sevinçlerin bölüşülmesidir dostluğu yaratan.
Ah bu melankoli. İnsanın gerçekten boğulabileceği bir deniz var mıdır?
Ah siz ilahi varlıklar, bana çılgınlık verin artık! Çılgınlık verin ki sonunda kendime inanabileyim! Hezeyanlar ve çırpınmalar, ani aydınlıklar ve karanlıklar verin, korkutun beni hiçbir faninin hissetmediği şekilde ateş ve buzla, gümbürtü ve etrafta dolaşan şekillerle, ağlatın ve inletin beni, bir hayvan gibi, süründürün yerlerde; yeter ki ben inançlı biri olayım! Şüphe yiyip bitiriyor içimi. Yasayı öldürdüm; yasa beni, bir cesedin canlı birini korkuttuğu gibi korkutuyor. Eğer ben, yasanın daha fazlası değilsem, o zaman dünyanın en alçak insanıyım. İçimde olan yeni ruh, eğer sizden gelmiyorsa, nereden geliyor? Size ait olduğumu ispatlayın bana; bunu sadece çılgınlık ispatlıyor bana.
Ah!.. En yüksek umutlarını kaybeden soylular tanıdım ben. Şimdi kara çalmaktalar tüm yüksek umutlarına. Artık küstahça yaşıyorlar,anlık hazlar içinde , ve ertesi güne dair hedefleri yok neredeyse... "ruh , şehvettir!".... Böyle derlerdi. Bu sırada kırıldı ru.
Ah, buldum onu kardeşlerim! işte, en yüce dorukta kanıyor sevinç pınarı benim için! burada, hiçbir ayak takımının benimle birlikte içemeyeceği bir yaşam var! akışın nerdeyse pek yoğun geliyor bana, ey haz pınarı! doldurayım derken, sık sık yeniden boşaltı.
Ah, şu sözümü anlayabilseniz: '' her zaman istediğinizi yapın ama önce isteyebilen birileri olun! her zaman, komşunuzu da kendiniz gibi sevin ama önce, kendini seven birileri olun. ''.
Ahlak ve erdeme ilişkin her sözün ardında, bir sahtekarlık ararım.
Ahlak yargıları ve cezalandırmaları, daha az sınırlandırılmış olanlara karşı (özgür olan bireylere karşı) ruhsal olarak sınırlandırılmış olanın gözde intikam biçimidir.
Ahlak, eleştiren elleri ve işkence aletlerini kendisinden uzak tutmak için sadece her türlü korku aracına hükmetmekle kalmaz: onun güvencesi, kullanmasını çok iyi bildiği bir tür göz boyama sanatında yatar: nasıl 'coşturulacağını' bilir. Sık sık, tek bir bakışla eleştirici iradeyi felç etmeyi, hatta kendi tarafına çekmeyi başarır.
Ahlak, evrensel değildir.
Ahlak, sürü hayvanının içgüdüsüdür.
Ahlak, ta başlangıçtan beri ikna etme sanatındaki bütün şeytanlıkları bilir. Bugün bile onun yardımına başvurmayan hiçbir konuşmacı yoktur.
Ahlak; uzun, korkusuz bir sahtekarlıktır.
Ahlaka boyun eğme, bir hükümdara boyun eğme gibi kölece ya da mağrur ya da çıkarcı ya da teslimiyetçi ya da budala bir heyecan ya da düşüncesizlik ya da umutsuzluk eylemi biçiminde olabilir. Bu tür boyun eğme aslında ahlaksal değil.
Ahlaki yargılama ve mahküm etme, dar kafalıların, onlar kadar dar kafalı olmayanlardan intikam almak için, en çok sevdikleri yoldur ve aynı zamanda da : doğa onlara bu kadar az akıl bağışladığı için, bir çeşit tazminat ve asil olmak fırsatıdır. Kötü niyet.
Bu site tüm dünyada etki yaratmış sözleri aramanızı sağlayan bir arama motorudur. Sitemizde 75.000'den fazla sayıda söz bulunmaktadır. Beğendiğiniz sözleri saklayabilir ve sevdiklerinizle paylaşabilirsiniz.