"Haruki Murakami - Kaderinden yakınma bunu aptallar yapar." hakkında yaptığınız yorumlar da hakeret içeren yada onur kırıcı cümleler olmamalıdır. Lütfen sanata saygı çerçevesinde yorum yapınız. Diğer tüm sözlerde olduğu gibi "Haruki Murakami - Kaderinden yakınma bunu aptallar yapar." Sözlerine atılan hiçbir hakaret, küfür, argo içeren yorum kabul etmeyecektir. Göstermiş olduğunuz hassasiyetin tüm sözler için geçerli olduğunu unutmayınız.
Bu söze henüz yorum yapılmamış.
Kader bazen yönleri değiştiren bir kum fırtınası gibidir. Sen yön değiştirirsin fakat kum fırtınası peşinden gelir. Tekrar yön değiştirirsin, ama fırtına yine seni bulur. Tekrar ve tekrar böyle devam edersin, tıpkı şafaktan önce ölümle yapılan meymenetsiz bir dans gibi. Neden? çünkü fırtına uzak bir yerden sana doğru esen herhangi birşey değil. Fırtına sensin. Senin içindeki birşey. Bu yüzden yapman gereken şey kendini vermek, fırtınanın tam içine girmek. Kum girmemesi için gözlerini yummalı, kulaklarını tıkamalısın. Ve adım adım içine doğru yürümelisin. Orada güneş yok, ay yok, yön yok, zaman algısı yok. Beyaz kum taneleri tıpkı unufak edilmiş kemikler gibi gökyüzüne yükseliyorlar, işte bu hayal etmen gereken şey. Ve sen gerçekten bu şiddetli, metafizik, sembolik fırtınanın içine yürümek zorunda kalacaksın. Ne kadar metafizik ya da ne kadar sembolik olduğunun bir önemi yok, buna aldanma, yine de binlerce tıraş bıçağı gibi etini parçalayacak. İnsanlar, orada kanarlar, sen de kanayacaksın. Sıcak, kırmızı kan. Bu kanı avuçlarına alacaksın, kendi kanını, ve diğerlerinin kanını. Ve fırtına dindiğinde bunu nasıl yaptığını hatırlamayacaksın, nasıl hayatta kaldığını. Emin olamayacaksın, aslında, fırtına gerçekten dinmemiş de olsa. Ama şu kesin. Fırtınadan çıktığında fırtınaya giren kişi olmayacaksın artık. İşte fırtınanın esprisi tam olarak bu.
Düşlerim(fiil anlamında). Bazen yapılacak tek doğru şeyin bu olduğunu düşünürüm.
Tolstoy'un dediği gibi, "mutluluk bir alegori, mutsuzluk ise bir hikâye. ".
Neden insanlar bu kadar yalnız olmak zorunda? tüm bunların esprisi nedir? bu dünyadaki milyonlarca insan, hepsi esniyor, kendilerini tatmin etmek için ötekileri seyrediyorlar, sürekli kendilerini yalıtıyorlar, soyutluyorlar. Niçin? dünyanın(tabiatın) amacı insanın yalnızlığını beslemek mi?
Asla kendin için üzülme. Bunu sadece dallamalar yapar.
Ama kim en iyinin ne olduğunu söyleyebilir ki? bu yüzden karşımıza çıkan mutlulukları sıkıca yakalamalıyız, ve diğer insanlar için endişelenmemeliyiz. Deneyimlerim bana, böyle fırsatların insanın karşısına bir ömürde iki ya da üç defadan daha fazla çıkmadığını söylüyor, ve eğer bu fırsatların öylece gitmelerine izin verirsek, onları hayatımızın geri kalanı için de reddetmiş olacağız.
Bence beni hâlâ seviyorsun, ama sana yeterli olmadığım gerçeğinden kaçamıyoruz. Bunun olacağını biliyordum. Bu yüzden seni bir başka kadına aşık olduğun için suçlamıyorum. Kızgın değilim, her ikisi de değilim. Olmalıydım, ama değilim. Sadece acı hissediyorum. Çok fazla acı. Bunun ne kadar acıtabileceğini önceden tahmin etmiştim, ama yanılmışım.
Kim aşık olmuşsa, kendisinin eksik parçalarını arıyordur. Bu yüzden aşık maşuğunu düşündükçe acı çeker. Bu tıpkı, uzun zamandır görmediğin birinin odasına girdiğinde bulduğun anılar gibidir.
Acı kaçınılmazdır, vicdan ağrısı ise bir seçimdir.
Anıların seni içinden ısıtan şeyler olduğu gibi, aynı zamanda gözlerinden dışarıya ağlatan şeylerdir.
Bu site tüm dünyada etki yaratmış sözleri aramanızı sağlayan bir arama motorudur. Sitemizde 75.000'den fazla sayıda söz bulunmaktadır. Beğendiğiniz sözleri saklayabilir ve sevdiklerinizle paylaşabilirsiniz.