Söz sahibi olmak: Herhangi bir konuda konuşmaya yetkisi bulunmak."Bu şirketin alım ve satımında söz sahibi olmadığımı da kim söylemiş?"
Sözde kalmak: Yapılması kararlaştırılmış bir iş gerçekleşmemek."Sözde kalacaksa konuşmamızın bir anlamı yok."
Sözü (bir şeye) getirmek: Konuşurken asıl üzerinde durmak istediği meseleye üstü kapalı değinmek, bu konunun üzerinde konuşulmasını sağlamak."Söylesene açıkça, sözü nereye getirmek istiyorsun?"
Sözü ağzında bırakmak: Söylemekte olduğu şeyi bitirmesine fırsat vermemek, engel olmak.
Sözü bağlamak: Konuştuklarını bir sonuca vardırmak, konuşmayı sonuçlandırmak."Sözü bağlamasına az bir zaman kalmıştı ki bir gürültü koptu."
Sözü çiğnemek: Söyleyeceklerini açık ve kesin ortaya koyamamak, istediğini söyleyememek.
Sözü kesmek: 1. Söyleyeceklerini bitirmeden susmak. 2. Başkasının konuşmasına engel olmak."Bir anda sözünü kesip kürsüden indi."
Sözüm meclisten dışarı: "Konuşmam arasında hoşunuza gitmeyecek, kaba olabilecek, ağza alınması doğru olmayan sözler kullanacağım ancak bunların sizinle ilgisi yoktur" anlamında kullanılır.
Sözüm ona: "Güya, sanki, sözde" anlamlarında kullanılır.
Sözünde durmak: Verdiği sözün gereğini yerine getirmek."Demek sözündeduracaksın, iyi."
Sözünden çıkmamak: Birinin isteklerine, öğütlerine kulak vermek, o ne derse onu yapmak.
Sözüne gelmek: En sonunda karşı çıktığı kimsenin fikrini kabul etmek."Demek sözüme geldin, o hâlde gidelim."
Sözünü balla kestim: "Sözünüzü kesmemi hoş görün; özür dilerim, sözünüzü kesmek zorunda kaldım" anlamında kullanılır.
Sözünü esirgememek: Ne düşünüyorsa söylemek, kimseden çekinmemek, karşısındakini kıracağım diye kaygılanmamak."Ondan sözümü esirgeyecek değilim, tamam mı?"
Sözünü geri almak: Söylemiş olduğu sözün doğru olmadığını kabul ederek söylenmemiş sayılmasını istemek."Sözünü geri al, yoksa karışmam!"
Sözünü tutmak: 1. Verdiği sözü yerine getirmek. 2. Birinin verdiği öğüde uymak."Babanın sözünü tut, zararlı çıkmazsın."
Sözünü yabana atmamak: Bir kimsenin söylediklerine önem vermek."Öğretmenin sözünü yabana atma sakın."
Sözünün eri olmak: Verdiği sözü ne pahasına olursa olsun yerine getiren bir kişi olmak."Ona güvenin, o sözünün eri olan birisidir."
Su dökünmek: Yıkanmak."Buz gibi havada bile su dökünmekten kaçınmaz."
Su gibi akmak: 1. Zamanın çok hızlı geçip gitmesi. 2. Bol bol gelmek ya da gitmek (para, yiyecek vs.)."Para su gibi akıyor, o harcamayacak da ben mi harcayacağım?"
Bu site tüm dünyada etki yaratmış sözleri aramanızı sağlayan bir arama motorudur. Sitemizde 75.000'den fazla sayıda söz bulunmaktadır. Beğendiğiniz sözleri saklayabilir ve sevdiklerinizle paylaşabilirsiniz.