Gözünü çıkarmak: Zarara uğratmak, bir işi kötü biçimde yapmak, iyi yerine kötüyü seçmek."Öyle bir taş attı ki az kalsın kuzunun gözünü çıkaracaktı."
Gözünü daldan budaktan esirgememek (veya sakınmamak): Tehlikeli işlere girişmekten çekinmemek."Sen ki gençliğinde gözünü daldan budaktan sakınmazdın, ne oldu sana böyle?"
Gözünü dört açmak: Bir hileye düşmemek, aldanmamak için çok dikkatli olmak."Gözünü dört aç da kuru odun yerine yaş odun koymasınlar."
Gözünü kan bürümek: Birisini öldürecek kadar öfkelenmek."Katillerin gözünü kan bürümüştü, önlerine çıkanı öldürüyorlardı."
Gözünü kapamak: 1. Görmezlikten gelmek, yapışına ses çıkarmamak. 2. Ölmek."Dedem gözünü kapayınca o koca aile birdenbire dağılıvermiş."
Gözünü korkutmak: Yıldırmak, karşı duramaz hâle getirmek."İlk işi, adamlarıyla kasaba halkının gözünü korkutmak oldu."
Gözünün önünden gitmemek: Unutamamak, her an görür gibi olmak."Gözümün önünden gitmiyor onun hayâli."
Gözünün yaşına bakmamak: Hiç acımamak, merhamet etmemek."Gözünün yaşına bakmadan hapse attılar adamı."
Gururunu okşamak: Bir kimseyi yüzüne karşı överek, becerilerini söyleyerek duygulandırmak.
Gücüne gitmek: Bir söz, bir davranış bir kimsenin onuruna dokunmak, o kimseye ağır gelmek."Doğrusu onun bu sözleri gücüme gitti, çünkü hak etmedim o sözleri."
Güllük gülistanlık: Sorunları bulunmayan; neşe, bolluk ve huzur içinde olan yer."Ne zaman güllük gülistanlık içinde olacağız acaba?"
Gülmekten kırılmak: Aşırı ölçüde gülmek, çok gülmekten halsiz düşmek."Ne matrak adamdı, hareketlerine gülmekten kırıldık hepimiz."
Gün almak: 1. Bir iş yapmak için ilgili kişiden gün ayırmasını; belirli bir tarih tespit etmesini istemek, randevu almak. 2. Yaşını bitirip daha sonraki yılın bir ya da birkaç gününü almak."Doktordan gün almayı unutmamışsındır umarım."
Gün batmak: Güneş batmak."Gün batmadan yola çıkmalıyız."
Gün görmek: Bolluk, mutluluk, esenlik içinde huzurlu günler geçirmek."Kaygılanma evlâdım, daha çok günler göreceksin inşallah."
Gün görmüş: Başından nice işler geçmiş, tecrübeli, görüp geçirmiş, çok yaşamış."Gün görmüş insanlarla konuşmaktan zevk alırım."
Gün ışığına çıkmak: Aydınlanmak, açıklığa kavuşmak, anlaşılır olmak."İşlediği tüm suçlar yakında gün ışığına çıkacaktır."
Günah işlemek: Dince suç sayılan bir iş yapmak."Yetimlerin malını yiyerek günah işleyenlerden mutlaka hesap sorulacaktır."
Güneş almak: Bir yere güneş ışığı ulaşmak."Evin bir odası güneş almıyor."
Günleri sayılı olmak: 1. İçinde olunan günlerde ölecek olmak. 2. Bulunduğu yerde kalmak için birkaç günü kalmak."Doktorlara bakılırsa anneannemin günleri sayılıymış."
Bu site tüm dünyada etki yaratmış sözleri aramanızı sağlayan bir arama motorudur. Sitemizde 75.000'den fazla sayıda söz bulunmaktadır. Beğendiğiniz sözleri saklayabilir ve sevdiklerinizle paylaşabilirsiniz.