Yan yan bakmak: Düşmanca, kötü niyetle bakmak.
Yandan çarklı: 1. Şekeri yanına konmuş olan kahve veya çay."Usta, iki yandan çarklı yap!" 2. Bir omuzu düşük olarak yürüyen. 3. Çarkı yanda olan gemi.
Yangına körükle gitmek: Anlaşmazlığı, gerginliği, kargaşalığı artırıcı, her iki tarafı kışkırtıcı söz ve davranışlarda bulunmak."Sen karışma, çekil aralarından, yangına körükle mi gitmek istiyorsun?"
Yanık ses: Hüzünlü, çok dertli, içindeki acıyı dile getiren ses.
Yanına (kâr) kalmak: Kendisinden öç alınmamak, yaptığı kötülük sert karşılık görmemek, cezasız kalmak."Adamın yaptığı yanına kâr kaldı, nasıl adalet bu?"
Yanına bırakmamak: Kendisine yapılan kötülüklerin öcünü almak, cezasını sert karşılıklarla vermek."Bunu, onun yanına bırakmayacağım."
Yanına salâvatla varılır: Çok öfkeli, kızgın ve kibirlidir.
Yanından bile geçmemiş: Hiç ilgisi yok, en ufak benzerliği bile yok."Sen kardeşini bir görsen, bu onun yanından bile geçmemiş."
Yanıp tutuşmak: 1. Elde etmek için güçlü bir istek duymak, elde edemediği için de büyük üzüntü içinde olmak. 2. Kuvvetli bir aşkla sevmek."Bakan olmak isteğiyle yanıp tutuşuyordu."
Yanıp yakılmak: Sızlanıp şikâyet etmek, derdini döküp durmak."Çoluk çocuk açtı, kimse yardım elini de uzatmıyordu, birine de yanıp yakılmayı bir türlü kendine yediremiyordu."
Yanlış ata oynamak: Kazanmak için giriştiği işte tuttuğu yol, dayandığı kimse dayanıksız ve çürük çıkmak, dolayısıyla aldanmış olmak.
Yanlış kapı çalmak: İsteğinin yapılamayacağı bir yere başvurmak."Meğer biz yanlış kapı çalmışız."
Yapmadığını bırakmamak: Bütün kötülükleri yapmak, eziyet etmek.
Yara açmak: 1. Bir şeyin yüzünde, özellikle de vücudun bir yerinde yara oluşmasına sebep olmak. 2. Büyük dert, acı, üzüntü vermek."Onun sözleri içimde bir yara açtı."
Yaraya merhem olmak: Acil ihtiyaçları karşılamak."Şu getirdiklerim yaraya merhem olur mu bilmem?"
Yardan atmak: Bir kimseyi aldatarak kazaya uğratmak, tehlikeli bir durumun içine itmek, türlü belâlara sokmak."İnsan dostunu yardan atar mıymış?"
Yarı buçuk: Tam değil, çok az, tamamlanmamış, baştan savma.
Yarı yolda bırakmak: Verilen desteği, yapılan yardımı sonuna kadar götürmemek."Sana nasıl güvenebilirim, beni kaç kez yarı yolda bıraktın."
Yarım adam: Güçsüz, sakat, zayıf, hasta kimse."Ben bir yarım adamım diye beni hor göremezsiniz!"
Yarım ağızlı (söylemek): İsteksizce, istemeye istemeye, gönülsüzce (söylemek)."Demek sizi de yarım ağızla davet ettiler."
Bu site tüm dünyada etki yaratmış sözleri aramanızı sağlayan bir arama motorudur. Sitemizde 75.000'den fazla sayıda söz bulunmaktadır. Beğendiğiniz sözleri saklayabilir ve sevdiklerinizle paylaşabilirsiniz.