Ya Allah deyip (atılmak): Cenab-ı Hak`a sığınarak (atılmak)."Ya Allah deyip düşmanın üzerine atıldı."
Ya başa, ya kuzgun leşe: "Giriştiğim iş beni ya büyük bir varlığa ve mevkiye ulaştıracak ya da mahvedecek, batıracak" anlamında söylenir.
Ya bu deveyi gütmeli, ya bu diyardan gitmeli: "Bu işi mutlaka yapmalısın, başka yolu yok, aksi taktirde burada kalamazsın." anlamında kullanılır.
Ya herrü (herro) ya merrü (merro): "Tehlikeyi göze aldık, giriştiğimiz işte ya batar ya da çıkarız" anlamında kullanılır.
Ya sabır çekmek: Kötülüklere, sıkıntılara, üzücü olaylara karşı tepki göstermemeye çalışıp, Cenab-ı Allah`tan kendisine sabır vermesini istemek.
Yabana atmak: Önem vermemek, önemsiz görüp dikkate almamak, üzerinde durmamak."Babanın sözlerini sakın yabana atayım deme."
Yabancılık çekmek: Bir iş ya da çevrede yabancı olmaktan dolayı ortaya çıkan zorlukların etkisinde kalmak."Ona hiç yabancılık çektirmedi."
Yad eller: 1. Baba ocağından uzak yerler, gurbet. 2. Yabancı kimseler, yabancılar."Yiğidim yad ellerde kalmasın, dönsün geri Rabbim."
Yâd etmek: Anmak, hatırlamak."Seni her gün yad ederiz buralarda."
Yağ bağlamak: Semirmek, üzerine biriken yağ katılaşmak.
Yağ bal olsun: "Yediğin, içtiğin helâl ve afiyet olsun" anlamında söylenir.
Yağ tulumu: Çok şişman, çok yağlı."Birkaç ay sonra yağ tulumu olacak, şuna birisi söylese de çok yemese."
Yağcılık etmek: Dalkavukluk etmek, övmek, pohpohlamak."Öğrenci öğretmenine yağ çekiyor, gözünün içine bakıyor, bu şekilde iyi not alacağını sanıyordu."
Yağlı ballı olmak: Araları çok iyi, içli dışlı, samimi olmak."Öyle yağlı ballı olmuşlardı ki birbirlerine her şeylerini anlatıyorlardı."
Yağlı kapı: Çalıştırdığı kimselere bol kazanç sağlayan kimse, kuruluş, aile ya da yer."Herkese nasip olmaz öyle yağlı kapı."
Yağlı kuyruk: Kolayca ve bolca yararlanılabilecek kaynak; basitçe sömürülebilecek iş veya kimse."Bulmuşsun bir yağlı kuyruk, çek babam çek!"
Yağlı müşteri: Bol paralı, çok alışveriş yapan zengin alıcı."İki üç yağlı müşterimiz de olmasa kapamak zorunda kalacağız bu dükkânı."
Yağma gitmek: Bir şey çok alıcı bulup çok satılmak, kolay müşteri bulmak."Kapanın elinde kalıyor, yağma gidiyor, koş koş, sen de yetiş!.."
Yağma Hasan`ın böreği: Hakkı olanın da olmayanın da kolayca yararlandığı, kimsenin korumadığı, her yanından sömürülen kaynak.
Yağma yok: "Öyle şey olmaz, buna izin vermezler, kolay kolay elde edemezsin" anlamında bir tutumun ya da davranışın yanlışlığı ifade etmek için kullanılır.
Bu site tüm dünyada etki yaratmış sözleri aramanızı sağlayan bir arama motorudur. Sitemizde 75.000'den fazla sayıda söz bulunmaktadır. Beğendiğiniz sözleri saklayabilir ve sevdiklerinizle paylaşabilirsiniz.