Altı soru cümlesinin içinde ilk akla gelenin aslında,en cevapsız oluşu ne tuhaftır değil mi? kim? ne? nerde? ne zaman? nasıl? sorularının mutlaka doğru ve kesin bir cevabı varken… neden… hep değişik cevapları ve yeni soruları getirir.
Bavulları hiç sevmiyorum efendim. Çok hüzünlü şeyler. Hep geri dönüp gitmeyi hatırlatırlar.
Bazı şeyler unutulmaz işte... Doğduğun yer misal…azıcık büyüdüğün azıcık hatırladığın yer bile.
Ben bir kadın sevdim, onu da bir kere sevdim. Başka bir kadın yok bu kalpte. Olmayacak da.
Ben gördüm hem de çok gördüm. Erken yaşlandım.
Bilirsin, noktayı koymak ne kadar zor olsa da, tamamlanmış cümleler eksik kalmışlara göre daha az acı verir.
Biz toslamamız gereken neyse ona tosladık… onunla büyüdük….
Bizim buralarda tam akıllı kim var allah aşkına, herkes azcık üç şekerli.
Kırk yıllık assoliste şarkı mı öğretiyon sen?
Kimse kimsenin yerine ölmez… bilakis doğar.
Madem bazı insanlar bunu hak etmez, yapacak bir şey yok. Hak eden insanlara da sırtını dönme.
Ooo turkish, biz dostuz gel.
Sene 1923. Ortalık başladı kaynamaya, bir laflar dolanır; mübadele derler, gitmeliymişiz oralardan evimizi bırakıp.
Bu site tüm dünyada etki yaratmış sözleri aramanızı sağlayan bir arama motorudur. Sitemizde 75.000'den fazla sayıda söz bulunmaktadır. Beğendiğiniz sözleri saklayabilir ve sevdiklerinizle paylaşabilirsiniz.